İman esaslarından birisi olan ahirete iman konusuna Kur’an’da detaylı olarak yer verilmiş ve diğer iman esasları içerisindeki önemi vurgulanmıştır. Mümin olmanın temel şartlarından birisi olan ahirete iman, Kur’an’da Rahman’ın takva sahibi kullarıyla ilgili olarak özellikle zikredilmiştir: “Onlar gayba inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar. Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinlikle inanırlar.” (Bakara, 2/3-4) Ahirete iman ile Allah’a iman arasında son derece kuvvetli bir bağ bulunmaktadır. Çünkü ahiretle ilgili ilk bilgi kaynağımız Yüce Allah’ın bizzat kendisidir. Ahireti inkâr etmek, insanı ve bütün mahlukatı yoktan var eden Yüce Allah’ı da inkâr etmek anlamına gelmektedir. Ahirete iman eden mümin, ölümden sonraki hayat için tek yoldaşının dünyada yaptığı güzel davranışlar olduğunun bilinciyle hayatını erdem ve ahlak sahibi olarak yaşamaya gayret eder.
Bir Hadis: Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve ölüm sonrası için çalışandır. Zavallı (ahmak) kişi ise nefsinin arzu ve isteklerine uyan (ve buna rağmen hâlâ) Allah’tan (iyilik) temenni edendir. (Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 25)