İsrail ordusunun tahliye emirleri sonrasında farklı bölgelerden gelerek UNRWA’ya bağlı Han Yunus Merkez Kliniği’ne sığınan Filistinliler “insani olmayan” şartlarda hayatlarını idame ettiriyor.
İsrail ordusunun karadan girerek alt ve üst yapıyı tahrip etmesi sebebiyle klinikte su ve elektrik gibi temel hizmetler bulunmuyor. Devam eden göçlerle de insanlar neredeyse üst üste, aç, susuz, ilaç ve tedaviden yoksun bir hayat sürüyor.
Bir zamanlar hastaların tedavi gördüğü şimdilerde ise barınak olarak kullanılan Han Yunus Merkez Kliniği’ne sığınan Filistinliler, yaşadıkları “sefaleti” dünyaya anlattı.
Beni Süheyla sakinlerinden olup kliniğe sığınan Mustafa er-Rakıb, İsrail ordusunun “batıya” tahliye emirlerinden sonra bu klinikten başka gidecek ve başlarını sokacak bir yer bulamadıklarını söyledi.
Rakıp, “Bu klinik savaş öncesinde hastalara hizmet ediyordu ama şimdi gördüğünüz gibi neredeyse yıkık durumda. Lavaboları çok kötü, su yok. 300 aile burada yaşıyor. İnsan yaşamına uygun değil.” dedi.
Klinikteki herkesin hasta olduğunu ve ilaç bulamadığını söyleyen Rakıp, “2 aydır bu sefaleti çekiyoruz. Bir ateşkes oldu ve onun bedelini çok ağır ödedik. Şimdi inşallah yeni bir ateşkes olur da halkın ihtiyaçları ve talepleri karşılanır.” diye konuştu.
Ummu Emin de pek çok yere göç ettikten sonra son olarak bu kliniğe geldiğini dile getirdi.
Klinikte en çok temizlik ve hijyen konusunda sıkıntı yaşadıklarını anlatan Ummu Emin, “Yere serdiğimiz naylon çadırların üzerinde yaşıyoruz. Yiyeceğimiz, içeceğimiz, yatak döşeğimiz, hiç bir şeyimiz yok. Her yer çöp dolu. Un bile alamıyoruz, çok pahalı. Suyu çok uzaktan taşıyoruz.” sözleriyle yaşadıkları zorlukların boyutunu ortaya koydu.
Yaşlı ve yatağa mahkum annesine bakan Suheyla Ahmed ed-Dağme de 2 yıldır devam eden savaş ve “göçebelikten” çok yorulduğunu söyledi.
Bölgede yetişkin bezi ve su olmadığı için yatalak annesinin hijyenini sağlayamayan Dağme, “Lütfen bana yardım edin.” diyerek ağladı.