Cuma hutbeleri genelde gündem oluyor zaten.
Bu güzel bir şey!
İşlenen konuların konuşulması ve tartışılması müsbet etkiler yapabilir.
Son hutbede iki şey söylendi:
Kelime ve kavramlarla oynayarak Allah’ın kesin olarak yasakladığı çirkin bir haramı işlemekten uzak durmak.
İkinci olarak da Müslüman toplumda pek az gözükebilen yanlış ya da çirkinlikleri film, dizi, magazin programlarında işleyerek sıradanlaşmasına ve yayılmasına sebep olmamak.
“Şüphesiz ki inananlar arasında çirkinliğin yayılmasını arzulayanlar için dünyada da ahirette de elem verici bir azap vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (Nur, 19)
Hutbeyi çağdışı bulanlar da oldu!
Diyanet İşleri Başkanlığının misyonunu unutup haddini aştığını söyleyenler de oldu.
Herhalde “toplumu din konusunda aydınlatmak” için kurulmuş bir teşkilat olduğunu bilmiyorlar.
Yanlışı söylenen kişinin buna tepki göstermesi de anlaşılabilir bir şey herhalde.
Bakın Rabbimiz Hac Suresi 72. ayeti kerimede inanmayan insanın halini nasıl tasvir ediyor:
“Ayetlerimiz kendilerine açıkça okunup aktarıldığı zaman, kâfir olanların yüzlerinde hoşnutsuzluk fark edersin. Onlar, kendilerine ayetlerimizi tilavet edenlere neredeyse saldırırlar. De ki: “Size bundan (bu öfkenize sebep olan şeyden) daha kötüsünü bildireyim mi? Allah’ın kâfir olanlara vadettiği (cehennemdeki) ateş!” Ne kötü varış yeridir (orası)!”
Halbuki haramların işlendiği bir toplumda davetçi ve uyarıcıların bulunması bir rahmettir.
“Sizden önceki nesillerden yeryüzünde (insanları) bozgunculuktan alıkoyacak değerli (bilge) kişiler bulunsaydı ya! Fakat onlardan (görevlerini yapan), kurtardığımız az bir kısmı hariç (diğerleri görevlerini yapmamışlardı). Haksızlık edenler ise kendilerine verilen refahın peşine düşmüşlerdi; zaten onlar suça dalan kişilerdi.
Halkı ıslah ediciler olduğu hâlde, Rabbin haksızlıkla şehirleri (halkları) helak etmez.”(Hud, 116-117)
Islah gayreti, ıslah edenler için de ıslah edilmek istenenler için de rahmettir!
Islah gayreti mahşer için bir mazeret edinmektir!
“Hani içlerinden (İsrailoğullarından) bir topluluk da “Allah’ın kendilerini (dünyada) helak edeceği veya (ahirette) şiddetli bir şekilde azap edeceği bir halka ne diye öğüt veriyorsunuz?” dediklerinde, (öğüt verenler) şöyle demişlerdi: “Rabbinize mazeretimiz olsun; belki de sakınıp hallerini düzeltirler.”(Araf, 164)
Konu çok mühim ve uzun uzun konuşup yazmayı gerektiriyor.
Özetle; davet, ıslah ve irşat hayatidir ve hayat verir!