

Allah ve Resûlü için yapılan “Hicret” bir destanın adıdır. Mekkeli Müslümanlar, dinlerini gereği gibi yaşayabilmek için evlerini, işlerini ve hayata dair her şeylerini geride bırakarak Medine’ye hicret ettiler. Allah Resûlü’nün önderliğinde şirk bataklığını terk edip Allah’a doğru yola çıktılar. Mekke’den ayrılırken çıktıkları kutlu yolculuk, muhacirleri cennetin kapılarına kadar götürmeye yeterdi. Zira yurtlarını ve bütün mallarını bırakarak çıktıkları bu yolculuk, eşi görülmemiş bir fedakârlığın ürünüydü. Muhacirler şehirlerine ulaştığında Medineli Müslümanlar muhacir kardeşlerini evlerinde misafir ettiler ve tüm imkânlarını onların önüne serdiler. Allah Teâlâ Medineli Müslümanlara bu fedakârlıkları sebebiyle yardımcılar anlamında “ensar” adını verdi. Hicretin, bu kutlu yolculuğun sembolleşen isimleri olan muhacir ve ensar, bütün çağlara örnek oldular. Allah uğruna hicretin önce kalplerde gerçekleşmesi sonra da mekânlara taşınması gerektiğini bu kutlu nesil öğretti…
Bir Ayet: “Tohumu ve çekirdeği çatlatan şüphesiz Allah’tır; O, ölüden diriyi çıkarır, diriden de ölüyü çıkarmaktadır. İşte Allah budur. O hâlde (haktan) nasıl dönersiniz!” (En‘âm, 6/95)