

Londra Metropolitan Polisinden yapılan yazılı açıklamada, söz konusu politikanın, İngiltere Birleşik Büyük Locasının (United Grand Lodge of England) uygulamanın durdurulması için mahkemeden ihtiyati tedbir talep etmesinin ardından gündeme geldiği belirtildi.
Açıklamada, yapılan anketlerde polis personelinin üçte ikisinin bu uygulamayı gerekli gördüğü, kamuoyunun da büyük ölçüde aynı görüşü paylaştığının değerlendirildiği kaydedildi.
Polis teşkilatı içindeki masonluk bağlarının geçmişte de tartışma konusu olduğuna işaret edilen açıklamada, 1987’de öldürülen özel dedektif Daniel Morgan cinayetine ilişkin yayımlanan bağımsız raporda, bu tür aidiyetlerin şeffaflık ve çıkar çatışması riskleri açısından ele alınması gerektiğinin tavsiye edildiği hatırlatıldı.
Açıklamada, bu yöndeki çağrılara yanıt verilmemesinin, hem kamuoyu nezdinde hem de polis personeli arasında güven kaybını derinleştireceği vurgulanarak, mağdurların ve ihbarda bulunan polislerin, soruşturmaların gizli sadakat ilişkilerinden etkilenmediğini bilme hakkına sahip olduğu kaydedildi.
Ayrıca açıklamada, kamu güveni ve şeffaflığın, kurumsal gizliliği koruma isteğinin önünde tutulması gerektiğinin altı çizildi.
İngiltere’de masonlar, Londra Metropolitan Polisinin, polis memurları ve personelin mason olup olmadıklarını yönetime bildirmesini zorunlu kılan yeni uygulamasının durdurulması için Yüksek Mahkemeden acil olarak ihtiyati tedbir talebinde bulunmuştu.
Masonlar, Noel arifesinde mahkemeye sundukları başvuruda, söz konusu politikanın mason olan polis memurlarına yönelik “dini ayrımcılık” teşkil ettiğini savunmuştu. Başvuruda, Londra Emniyet Müdürü Mark Rowley’nin “hukuku keyfi biçimde uyguladığı” öne sürülerek, polis teşkilatının masonların etkisine dair “komplo teorilerini körüklediği” iddia edilmişti.
İngiltere’de polis teşkilatındaki masonluk ilişkilerine yönelik tartışmalar, 1987’de özel dedektif Daniel Morgan’ın öldürülmesiyle bağlantılı soruşturmalarla uzun yıllardır gündemde yer alıyor.
Cinayete ilişkin 2021’de yayımlanan raporda, olayın aydınlatılamamasında polis içindeki kurumsal hataların ve çıkar ilişkilerinin etkili olduğu belirtilmiş, polis teşkilatındaki masonluk bağlarına daha sıkı düzenleme getirilmesi tavsiye edilmişti.
Raporda, cinayet soruşturmalarında görev alan 10 polisin mason olduğu ve bu kişilerden birinin daha sonra baş şüphelilerden biriyle birlikte çalıştığı bilgisine yer verilmişti. Buna karşın, raporda masonluk kanallarının doğrudan cinayeti örtbas etmek amacıyla kullanıldığına dair kesin kanıt bulunmadığı da kaydedilmişti.
Londra Metropolitan Polisi, yıllardır masonluk bağlantılı kişisel ilişkilerin yolsuzluk riski oluşturabileceğine dair istihbarat bulunduğunu, ancak bu iddiaların hiçbirinin ceza hukuku kapsamında kanıtlanamadığını açıklamıştı.