Bekayi, başkent Tahran’daki Dışişleri Bakanlığı binasında düzenlediği basın toplantısında, ülkesinin dış politika gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İngiltere, Fransa ve Almanya’nın, nükleer anlaşmada yer verilen, “snapback (tetik mekanizması)” olarak adlandırılan ve İran’a anlaşmayı ihlal ettiği gerekçesiyle BM yaptırımlarını yeniden getirme imkanına sahip maddeyi işletme tehdidini değerlendiren Bekayi, “Nükleer anlaşmanın Avrupalı tarafları taahhütlerini yerine getirmiş olsalardı bu tür durumlarla karşılaşmazdık ve İran da anlaşmadaki yükümlülüklerini azaltma hakkını kullanmazdı.” dedi.
Bekayi, İran’ın kendisini hala anlaşmanın üyesi olarak gördüğünü ve yükümlülüklerindeki azalmanın ABD ve diğer tarafların anlaşmayı açıkça ihlal etmelerine yanıt olarak geldiğini belirterek, Avrupalı tarafların kendilerinin de anlaşmada ciddi ihlaller yaptığını ve yükümlülüklerini yerine getiremediklerini söyledi.
Tetik mekanizmasının işletilmesinin İran’a karşı siyasi bir hamle ve çatışmayla eş değer olduğunu dile getiren Bekayi, bu durumda Tahran’dan uygun bir karşılık verileceğini ifade ederek, “Avrupalılar, tetik mekanizmasına başvurarak, esasen İran’ın nükleer meselesiyle ilgili devam eden diplomaside kendilerine bir rol görmediklerini ilan ediyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.
İranlı Sözcü, ABD ile nükleer müzakerelerin ne zaman yeniden başlatılacağı konusunda ise henüz bir zaman veya yer belirlenmediğini kaydetti.
Bekayi ayrıca, Almanya ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nı (UAEA) nükleer silahların yayılmasını önleme yükümlülüklerinde çifte standart uyguladıkları ve İsrail’in askeri saldırılarını destekledikleri iddiasıyla eleştirdi.
Öte yandan bugünkü basın toplantısına İran Kızılay Başkanı Pir Hüseyin Kolivend de katılarak bir konuşma yaptı. İsrail’in saldırılarından hayatını kaybeden sivillerin fotoğraflarını gösteren Kolivend, saldırılarda sivillerin hedef alındığını söyledi.
En büyük zararın sivillere verildiğini dile getiren Kolivend, şöyle konuştu:
“Şehitler arasında 126 kadın ve 41 çocuk var ve bunların hiçbiri asker değil. Bu koşullar altında 5 çalışanımız şehit oldu ve doğrudan saldırıya uğradı. Ambulanslarımız saldırıya uğradı. Bunların hepsi Cenevre Sözleşmeleri’nin ihlalidir. Kızılay helikopteri de hedef alındı, bu da dört Cenevre Sözleşmesi’ne aykırıdır ve hiç kimsenin sağlık ekiplerine ve sivillere saldırma hakkı yoktur.”