

Dünya hayatının sonu anlamına gelen kıyamet Kur’an’da “Sâ’a, Kıyâme, Kâria, Vâkıa” gibi isimlerle anılmıştır. Ansızın gerçekleşecek olan bu hadise, göz açıp kapayıncaya kadar geçen süre veya daha kısa bir zaman aralığı olarak değerlendirilmiştir. Onun ne zaman vuku bulacağı sadece Allah’ın bilgisi dâhilindedir. Yer kürenin yörüngesinden çıkarılıp parçalanacağı, göğün yarılıp düzensiz bir şekle bürüneceği, güneşin dürülüp karanlığa gömüleceği, yıldızların kararıp dağılacağı, denizlerin kaynatılacağı (Hâkka 69/13-16; Tekvîr, 81/1-6) vb. ifadelerle kıyametin kopuşu ayetlerde ve hadislerde çok dehşetli biçimde anlatılır. Ayrıca kıyamet alametlerinden bahsedilir. Bize düşen herkesin gerçek kıyametinin kendi ölümü olduğunu belirten Nebevi uyarıyı hatırımızdan çıkarmamak ve dünyaya veda etmeden önce ahirete hazırlık yapmaktır. Nitekim kendisine “Kıyamet ne zaman kopacak Yâ Resûlallah?” diye soran kişiye Allah Resûlü (sas) şöyle cevap vermiştir: “Onun için ne hazırladın?” (Buhârî, Edeb, 96)
İmam Gazzâlî et-Tûsî’nin (ra) vefatı (1111)