Kur’an’ın anlaşılması konusunda ayetlerin ilk muhatapları ile sonraki nesiller arasında farklılıklar söz konusudur. Çünkü aradan on dört yüzyıl geçmiş ve şartlar değişmiştir. Dolayısıyla ayetlerin nazil olduğu ortamla ilgili yardımcı bilgilere ihtiyaç vardır ve bu ihtiyaç, tefsir kitaplarından karşılanır. Tefsirlerde ayetlerin müşrik, münafık ve müminlerden kime hitap ettiği; hangi olaylar üzerine, nerede ve ne zaman nazil oldukları konularında bilgi verilmektedir. Bu bilgilere başvurmadan ayet tercümesinden çıkarılacak hükümlerin yanlış olma ihtimali vardır. Kur’an tercümelerinde birtakım anlam farklılıkları olduğu için bunlardan çok değişik anlam ve yorumlar çıkarmak mümkündür. Bu nedenle Kur’an tercümeleri hüküm çıkarmak ve dinî konularda fetva vermek için kullanılamaz. Burada Kur’an’ı Hz. Muhammed’in nasıl anladığı ve uyguladığı bizim için belirleyicidir. Çünkü Allah (cc) onu bu dinin anlaşılması ve uygulanması konusunda rehber olarak seçmiş ve bizi ona uymakla sorumlu tutmuştur.
Bir Hadis: “Rabbimiz! Bizi, inkâr edenler için bir sınama konusu yapma. Bizi bağışla ey rabbimiz! Çünkü kudret ve hikmet sahibi olan sensin.” (Mümtehine, 60/5)