“Yakın olmak, yaklaşmak” anlamındaki “krb” (قرب) kökünden türemiştir.
Meleklerden ve insanlardan Allah’a yakın kılınanlar manasına sahip bir Kur’an terimidir.
Sadece fiziksel yakınlık için değil itibar ve değer yüksekliğini ifade için de kullanılır. Yaratılmışların rableri katında ulaşacağı en yüce manevî makam olduğundan bahsedilir.
Kulun Allah’a en yakın olduğu zaman secde hali olduğundan namaz müminin mi‘racı sayılmıştır.
Böyle bir yakınlık sağladığı için kesilen hayvana da “kurban” adı verilmiştir.
Kur’an’ı Kerim’de, naîm cennetinde bulunup kendilerine has bir çeşmeden (tesnîm) içeceklere sahip; rahatlık, güzel rızık ve nimetlerle donatılmış sâbikûn (öne geçenler) mukarrebîndendir.
Ayrıca Hz. İsa (as), arşı taşıyan ve onu kuşatmış melekler, cânu gönülden Allah’a kullukta bulunanlar ve illiyyîne şahitlik edenlerin de “mukarrebin” olduğu bildirilmiştir.
Kurbiyet mertebesine edep, hoşgörü, sevgi, infak ve rızaya uygun işler yapılarak ulaşılacağı söylenmiştir. Allah’a yakın olma hali ağır bir sorumluluk olduğundan “Kurb-ı sultân âteş-i sûzândır.” demişlerdir.