İslam geleneğinde ihtiyaç sahiplerine yapılan maddi yardım için de kullanılan “Sadaka” kavramı, sözlük anlamına bakıldığında daha geniş ve daha kapsamlı anlam ve mesajlar içeriyor. Sadece muhtaçlara maddi destek vermekle sınırlı bir ibadet olmayıp, insanlığı doğruluğa ve dürüstlüğe alıştırıp sosyal denge ve güven oluşturan, yüzlerde tebessüm estiren, gönüllere huzur yükleyen bütün söz ve davranışlar bütünüdür.
Sorumluluk alanına giren aile başta olmak üzere, en yakın komşudan en uzak komşuya, din ve ırk gibi farklılıklara bakılmaksızın bütün insanlara ve canlılara karşı merhamet ve şefkat yüklü bir kalple yaklaşmaktır sadaka.
Hz. Muhammed (sas), “Güneşin doğduğu her gün, insanın bütün eklemleri için sadaka vermesi gerekir.” buyurur ve sadakaları şöyle sıralar;
Çalışmak, sadakadır. İhtiyaç sahibi, darda kalmış ve mazlum kimselere yardımcı olmak sakadadır. Buna gücü yetmeyenlerin ise, kötülük yapmaktan uzak durmaları onlar için sadakadır. (Müslim, Zekât, 55)
İki kişinin arasını düzeltmek sadakadır.
Bir kimseyi kaldırarak hayvanına binmesine yardımcı olmak veya eşyasını ona yüklemek sadakadır.
Güzel söz sadakadır.
Namaza giderken attığın her adım sadakadır.
Yoldaki rahatsızlık veren şeyleri kaldırman sadakadır.” (Müslim, Zekât, 56)
Kendini doyurmak için harcadığın, çocuğuna yedirdiğin, eşine yedirdiğin, hizmetçini doyurduğun şey senin için sadakadır. (İbn Hanbel IV, 131)
Müslüman kişinin bir insana selâm vermesi sadakadır.
(İbn Hanbel, V, 178)
Müslüman kardeşine güler yüzlü davranmak sadakadır. (Tirmizî,Birr, 45)
Kaybolan birine yolu tarif etmek, iyi göremeyen birine rehberlik etmek sadakadır. (Tirmizî, Birr, 45)
Üzerinde hakkı olduğu kimseye veya borçlusuna anlayışlı davranarak süre tanımak sadakadır. (İbn Hanbel, IV, 442)
Bir kimsenin diktiği ağaç veya ekinlerden, her türlü canlının yedikleri sadakadır.(İbn Hanbel, VI, 363)
Her iyilik ve güzel iş sadakadır.”(Buhârî, Edeb, 33)
Yukarıda geçen Peygamber Efendimizin sözleri, günümüz yaşam koşullarına göre değerlendirildiğinde, toplu taşıma aracında yaşlıya ve hastaya yer vermek sadakadır.
Engelli ve yaşlı kimseyi elinden tutup yolun karşısına geçirmek, arabaya binmesine/inmesine yardımcı olmak sadakadır.
Trafikte yayalara yol vermek ve kırmızı/yeşil ışıklara riayet etmek gibi hayati önem taşıyan trafik kurallarına uymak sadakadır.
Ailesinin rızkını kazanmak için evden çıkan kimse, eve dönünceye kadar döktüğü alın terlerinin her biri sadakadır.
Hudutlarda vatan nöbeti tutan güvenlik güçlerimizin her bakışı sadakadır.
Amme hizmetinde bulunan her bir kamu çalışanının, görevini en iyi şekilde yerine getirmesi sadakadır.
Kısacası, doğruluk, samimiyet ve dürüstlük anlamları taşıyan bütün söz ve davranışlar sadakadır. Tatlı bir sözü ve bir kusuru bağışlamayı çok değerli sayan Allah, başa kakmak veya minnet altında tutmak için yapılan yardımı değersiz saymıştır.
Şöyle buyurur Yüce Allah;
“İyi bir söz ve bir bağışlama, arkasından eziyet gelen sadakadan daha iyidir.” (Bakara, 2/263). Çünkü sadaka, bir elin verdiğini diğer elin bilmemesi, karşılıksız iyiliğin adıdır.
Müslüman, zararsız kimsedir. Mümin, güven verendir. Nitekim Hz. Peygamber (sas);
“Müslüman, dilinden ve elinden insanların selâmette olduğu kişi; Mümin de, insanların canları ve malları konusunda kendilerine zarar vermeyeceğinden emin oldukları kişidir.” buyurmuştur. (Nesâî, Îmân, 8)
Dolayısıyla, Müslüman ve Mü’min gibi yaşayan, her gün vermesi gereken sadaka borcunu ödemiş demektir.