Peygamber Efendimiz’in (sas) manevi şahsiyetini selâmlama anlamında bir tabirdir.
“Dua, tâzim, rahmet” anlamlarına gelen “salât” (çoğulu salavat) ile “esenlik” anlamına gelen “selâm” kelimelerinden oluşur.
“Allah ve melekleri peygambere salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin ve onu tam bir teslimiyetle selâmlayın.” (Ahzâb, 33/56)
“Kıyamet günü insanların bana en yakını bana en çok salavat okuyanıdır.” (Tirmizî, Vitir, 21)
Salavatlar; Resûlullah’ın (sas) adı anılınca, yazılınca, namazda, ezan dinlerken, cuma günü, mescide girince, cenaze namazında, yazışmalarda, kitap hâtimelerinde vb. durumlarda okunur.
Türk kültüründe damat donatılırken, hacı uğurlanırken ve dervişe arakıyye (başlık) giydirilirken de salâvat getirilir.
Vefat, cuma ile bayram namazının yaklaşması ve önemli bir olayı duyurmak gibi sebeplerle minarelerden yüksek sesle salavat okunmasına “salâ” adı verilir.