GazzeHamasDoğu TürkistanSon dakikaZulümTerme HaberTerme AjansenflasyonemeklilikTerörötvdövizakpchpmhp
DOLAR
42,8012
EURO
50,1583
ALTIN
5.973,25
BIST
11.341,90
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Samsun
Açık
14°C
Samsun
14°C
Açık
Pazar Çok Bulutlu
15°C
Pazartesi Çok Bulutlu
14°C
Salı Çok Bulutlu
13°C
Çarşamba Az Bulutlu
13°C

Seslere karşı aşırı hassasiyet: Mizofoni

Seslere karşı aşırı hassasiyet: Mizofoni
REKLAM ALANI
21.12.2025 11:53
A+
A-

Prof. Dr. Nuray Atasoy, mizofoninin özellikle “çiğneme”, “yutkunma”, “ağız şapırdatma”, “kalem tıklatma” “saat tıkırtısı” gibi günlük hayatta sık karşılaşılan seslere karşı aşırı duyarlılıkla kendini gösterdiğini belirtti.

Bu tür seslerin bireylerde kaygı, öfke ve tiksinti gibi yoğun duygusal tepkileri tetikleyebildiğini ifade eden Atasoy, mizofoninin bir hastalık olmadığını, doğuştan veya ergenlik döneminden itibaren ortaya çıkabildiğini söyledi.

Terleme, kızarma, tansiyon artışı gibi tepkiler verilebiliyor

Atasoy, mizofoninin aile içinde birden fazla kişide görülebildiğine dikkati çekerek, “Bazı zamanlar o kadar şiddetli oluyor ki bu sesin olabileceği durumlardan kaçınmaya çalışırken kaygı, endişe hatta sonradan depresyon gelişebiliyor. Aynı masada başka insanlarla ya da yakın çevrede yemek yeme, bir şeyler içme gibi faaliyetleri sürdüremez hale gelebiliyorlar” diye konuştu.

Bu durumun günlük yaşamı zorlaştırabildiğini dile getiren Atasoy, “Bu sese maruz kalıp sese takılmaya başladıklarında strese bağlı terleme, titreme, kızarma, tansiyon artışı gibi fizyolojik tepkiler verebiliyorlar” dedi.

Atasoy, mizofoninin çoğunlukla ergenlik çağında fark edilmeye başlandığını, hafif ve şiddetli vakalarla sık karşılaştıklarını anlattı.

Seslere karşı aşırı hassasiyeti olan bireylerin çoğu zaman ailelerine yönelik sert tepkiler verebildiğine işaret eden Atasoy, bu durumun aile içi çatışmalara neden olabildiğini ifade etti.

“Hafif vakalarda ilaç tedavisine gerek duyulmuyor”

Atasoy, mizofoni rahatsızlığı bulunanların zamanla duruma adapte olduklarını ve yetişkinlikte sesleri çoğunlukla dinlememeyi başarabildiklerini, dikkatlerini başka yöne vererek durumun üstesinden gelmeye çalıştıklarını anlattı.

Mizofoninin neden kaynaklandığının tam olarak bilinmediğini belirten Atasoy, psikoeğitim, bilişsel müdahaleler ve kaygı ya da takıntıya yönelik tedavilerin uygulandığını söyledi.

Atasoy, hafif vakalarda ilaç tedavisine gerek duyulmadığını ancak yoğun fizyolojik tepkiler, öfke kontrol sorunları, uyku ve beslenme bozuklukları görülen durumlarda ilaç tedavisinin de etkili olabildiğini dile getirdi.

Mizofoninin bireylerin eğitim hayatını da etkilediğinden bahseden Atasoy, “Mizofoni olanlar o sese aşırı tepkisel ve duyarlı oldukları için o sesin olduğu ortamlarda dikkat dağınıklığı da oluyor. Böyle bir şikayeti varsa, ‘Dinleyemiyorum, odaklanamıyorum.’ diyorsa tedavi gerekebiliyor. Yani kişinin ne kadar rahatsız olduğu, bu durumla ilgili ortaya çıkan problemin düzeyi ve artık bu durum kaygı bozukluğu, depresif ve takıntılı duruma döndüyse tedavi etmek lazım” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Nuray Atasoy, mizofoninin kadın ve erkeklerde benzer sıklıkta görüldüğünü, rahatsızlığın yalnızca bireyi değil, yakın çevresini de olumsuz etkileyebildiğini belirterek, “Kişinin günlük yaşamını, iyilik halini bozuyorsa mutlaka yardım istemek lazım. Yoksa kaygı bozukluğu, depresyon ya da takıntılı durum kişinin sosyal ve eğitim hayatını, ilişkilerini, yaşam kalitesini bozabilir” diye konuştu.

REKLAM ALANI
Yorumlar

Bir Cevap Yazın. Yorumlarınızı Önemsiyoruz! Görüşlerinizi bizimle paylaşmaktan çekinmeyin. Yazılarımız hakkında düşünceleriniz, katkılarınız ve sorularınız bizim için değerli. Yorum yaparken lütfen saygılı ve yapıcı bir dil kullanmaya özen gösterin. şiddet ve Argo, hakaret, ırkçı ifadeler ve ayrımcılık içeren yorumlara izin verilmez. Yorum yapmak için Web Sitemizde ya da Facebook hesabınızla kolayca giriş yapabilirsiniz. Unutmayın, burası birlikte konuşabileceğimiz temiz ve güvenli bir alan!

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.