
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, son dönemde yaşanan zehirlenme vakalarının önüne geçilecek yeni yol haritasını açıkladı.
Ocak ayından itibaren ülke genelinde yapılan gıda denetimlerine dikkati çeken Bakan Yumaklı, denetimlere ilişkin şu detayları paylaştı:
“Ocak ayından bu yana ülke genelinde 1 milyon 143 bin gıda denetimi gerçekleştirdik. Bu denetimlerde öncelikle hijyen şartlarını kontrol ettik; ürünlerin uygun şekilde muhafaza edilip edilmediğini, işletmelerin kayıt ve onay durumlarını inceledik. Numuneler aldık, analizler yaptık. Kurallara uymayan 26 bin 591 işletmeye toplam 2 milyar 265 milyon lira idari para cezası uyguladık. Ayrıca suç unsuru tespit edilen 506 dosyayı Cumhuriyet Savcılıklarına ilettik. Taklit ve tağşiş yapan, yani gıda ürünlerinde sahtecilik yapan ve sağlığı tehlikeye düşürücü ürün üreten veya satan firmaları, ilgili tüm yaptırımları uygulamanın yanında, anlık olarak kamuoyuyla paylaşmaya geçtiğimiz yıl başlamıştık. Bu uygulamamız hem kamuoyu hem de işini hakkıyla yapan sektör temsilcileri tarafından büyük takdir gördü. Bu yıl buna ek olarak gıda işletmelerinde zorunlu karekod uygulamasını da başlattık.”
Bakan Yumaklı, B‑Reçete adı verilen dijital bir takip sistemin de devreye gireceğini söyledi. Uygulamaya ilişkin şu bilgileri paylaştı:
“Mevcut uygulamalarımıza yenilerini ekliyoruz. Bunlardan ilki daha önce duyurduğumuz B-Reçete, yani Bitki Reçetesi uygulamasıdır.Bu sistemle birlikte tarım ilaçları artık tıpkı beşerî ilaçlarda olduğu gibi, belirli miktarda ve sadece yetkili ziraat mühendislerimizin reçetesiyle alınabilecektir. Böylece isteyen istediği ilacı istediği zaman temin edemeyecek; tarım ilaçlarının başka alanlarda kötüye kullanımı da engellenmiş olacaktır.
“Bu uygulamayı önümüzdeki yıl tüm Türkiye’de hayata geçiriyoruz. Böylece hem zirai ilaç kullanımını kontrol altına alacak hem de pestisitle, yani kalıntı ile daha etkin mücadele edeceğiz. Vatandaş odaklı yeni bir uygulamamızı da ilk kez burada paylaşmak istiyorum. Mobil kullanıma uygun şekilde tasarlanan bu sistemle vatandaşlarımız, gıda işletmelerinde gördükleri uygunsuzlukları anlık olarak bildirebilecek, biz de derhâl aksiyon alacağız. Bu sayede her vatandaşımız gönüllü bir gıda denetçisi olacak. Uygulamanın detaylarını önümüzdeki günlerde paylaşacağız.
Bakan Yumaklı, Almanya’dan İstanbul’a tatile gelen 4 kişilik Afyonlu Böcek ailesinin hayatını kaybetmesi olayı ile ilgili, soruşturmanın titizlikle devam ettiğini söyledi.
“Bildiğiniz üzere İstanbul’da aynı aileden dört vatandaşımızın hayatını kaybetmesi hepimizi derinden üzmüştür. Hayatını kaybeden Böcek ailesine Allah’tan rahmet, yakınlarına sabırlar diliyorum.
Olayla ilgili savcılık soruşturması büyük bir hassasiyetle devam ediyor. Bu talihsiz olayın tüm yönleriyle açıklığa kavuşacağından ve sorumlularının hak ettikleri cezayı alacağından hiç şüphemiz yok. Bu olayın ardından bazı illerimizde yaşanan gıda zehirlenmesi haberleri de kamuoyuna yansıdı. Bize intikal eden her şüpheli durumda gereken tüm işlemleri anında yapıyoruz. Risk analizine dayalı çalışmalarımız da güçlü şekilde devam ediyor. Bu kapsamda bugün itibarıyla yeni bir sektörel denetim seferberliği başlatmış bulunuyoruz.”.

Yumaklı, son olaylardan sonra gündeme gelen ‘sokak lezzetleri’ diye tabir edilen, gıda satış yerlerinin mercak altına alındığını da açıkladı. Denetimlerin aralıksız devam edeceğini belirten Yumaklı, sözlerine şöyle devam etti:
“Et, tavuk, süt ürünleri gibi hayvansal gıdaların satış noktalarında ve toplu tüketim yerlerinde kapsamlı denetimlere başladık.81 ilimizde sahada olan ekiplerimize; son tüketim tarihi, muhafaza koşulları, bozulma ve bulaşma riskleri ile hijyen gerekliliklerine yönelik sektörel denetimlerin artırılması için talimat verdik. Ayrıca, son olaylardan sonra yeniden gündeme gelen “sokak lezzetleri” diye tabir edilen, gıda satış yerlerini de mercek altına aldığımız bir başka sekteröl denetimi daha başlattık.
Seyyar satış yerleri, satış yapmak için Bakanlığımızdan izin almamakta, bu yerler belediyeden aldıkları izinle faaliyet göstermektedir. Biz, yerel yönetimlerin izin verdiği yerlere Bakanlık olarak denetimlerimizi yoğunlaştırırken, belediyelerin de hem satış izni verdiği yerlere denetim yapması, satış izni vermediği yerleri de kapatması bu anlamda önem taşımaktadır. Bu denetimleri mesai saati gözetmeksizin, kimi zaman sabahın erken saatlerinde kimi zaman gecenin ortasında sürdüreceğiz.
Rutin denetimlerin yanında yapacağımız şok denetimlerle, vatandaşlarımızın en doğal hakkı olan güvenilir gıdaya erişimini güvence altına alacağız. Tüm bunların yanında bir hususun da altını çizmek istiyorum. Bizim gıda sahtekarlarına karşı mücadelemiz kararlılıkla sürecek.
Ancak yaşanan son gelişmelerden sonra, milyonlarca insanın geçim kaynağı olan üreticisinden işletmecesine, satıcısından çalışanına tüm gıda sektörünü zan altında bırakmanın da doğru olmadığını düşünüyoruz. Buradan işini hakkıyla yapan, kurallara uyan, vatandaşın sağlığını düşünen, ülke ekonomisine katkı sunan tüm işletmelerimize de teşekkür ediyorum.
Biz Bakanlık olarak tüm gücümüzle sahadayız; ancak vatandaşlarımızdan da aynı hassasiyeti bekliyoruz. Her bir vatandaşımız bizim için bir gıda denetçisidir. Karşılaştıkları her şüpheli durumda iletişim kanallarımızdan bize ulaşabilirler. Kendilerine gelen her şikâyetin titizlikle inceleneceğinden ve gereğinin yapılacağından kimsenin kuşkusu olmasın. Vatandaşlarımız ürün alırken mutlaka tavsiye edilen tüketim tarihi veya son tüketim tarihine, parti numarasına ve işletme kayıt numarasına baksın. Bu bilgiler mutlaka olmak zorunda. Açıkta satılan gıdaların uygun koşullarda muhafaza edilmemiş olabileceğini unutmayalım.”