

Antalya’da düzenlenen 9. Uluslararası Kozmetik Kongresi’ne katılan Avni Dilber, kozmetik sektörünü de yakından ilgilendiren Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği’nin değişikliğiyle ilgili çalışmalar yaptıklarını söyledi.
“Büyük balık, küçük balığı yer” anlayışının artık “hızlı balık, yavaş balığı yutar”a evrildiğini ifade eden Dilber, Bakanlık olarak sektörlerin dünyayla adapte olması yönünde çalışmalar yaptıklarını kaydetti.
Dilber, gelişen teknolojiye adaptasyon sürecinde sektörlerin dünya piyasasında gücünü artırmak, haksız rekabetin önüne geçmek ve tüketiciyi korumak için mevzuat değişikliği ihtiyacı doğduğunu ifade etti.
Sektörlerden aldıkları talepler doğrultusunda mevzuatı düzenlediklerini anlatan Dilber, “Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği değişikliği çalışmalarımız devam ediyor. Kamuoyunun görüşüne açtık, görüşleri de topladık. Birçok yeni konu var, influencer ve yapay zeka ile ilgili düzenlemeler var, hedefli reklamcılık ya da koşullu satışlarla ilgili bir dizi yeni düzenlemeler var. Bunlar mevzuatımıza ilk defa giren konular.” dedi.
Dilber, daha önce televizyon, gazete, dergi gibi mecralarda yapılan reklamların artık dijital ortamlara taşındığına dikkati çekti.
Yeni dönemde reklamların yüzde 75’nin dijital ortamda gerçekleştiğinin altını çizen Dilber, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dijital dünyaya yetişmek o kadar kolay olmuyor. Özellikle yapay zekayla oluşturulan reklamlarda sıklıkla vatandaşın çok yanıldığını görürsünüz. Mesela yapay zekayla ünlü bir iş insanını ya da bir şirket ismi vererek kişileri taklit edip konuşturarak bir yere yatırım yapmaya yönlendiriyorlar. Bunların önüne geçmek için bu tür reklamları yasaklıyoruz. Yani yapay zekanın insan taklit ederek yapmasını yasaklıyoruz. Tüketiciyi korurken sektörün de çıkarlarını koruyoruz. Sektörün haksız rekabete karşı korunmasını da sağlıyoruz.”
Genel Müdür Dilber, mevzuattaki değişikliklerde mutlaka vatandaşın ve sektörün sorunlarını, taleplerini dikkate aldıklarını bildirdi.
Bütün reklamların doğru ve dürüst olması gerektiğini ifade eden Dilber, bütün reklamların aynı zamanda ispat edilebilir olması gerektiğini kaydetti.
Yönetmeliğin hem reklam hem de haksız ticari uygulamaların tamamını kapsadığını aktaran Dilber, şöyle devam etti:
“İnfluencerlarla ilgili bir düzenlememiz yoktu, bir kılavuzla bir çeki düzen vermeye çalışıyorduk ama influencerda gördük ki büyük bir reklam alanı var. O alanda spesifik bir düzenleme çalıştık, uymaları gereken kuralları belirledik. Zaten influencerlara eğitim verip, onlara sertifika veriyoruz. Dolayısıyla biraz daha kontrollü bir şekilde gitmeye başladık, son birkaç yıldır.
Bundan sonra da yönetmeliğe girmesiyle daha kurallı, daha kontrollü bir şekilde reklam yapacaklar. Bu hem firmalar açısından çok kıymetli olacaktır hem de reklamı yapan düzgün influencerların kuralları belli olacaktır. Eskiden aykırı davranırdı ve direkt doğrudan ceza yazılırdı, şimdi ne yapacağını biliyor.
Aslında influencerın ne yapacağını bilmesine ilişkin madde eklenecek, görevleri tanımlanmış olacak. Herkesin görevini yaparken uyması gereken kuralları bilmesi kendisi için de sektör için de faydalı olacaktır.”
Mevzuat çalışmasında son aşamaya geldiklerini anlatan Dilber, “Mevzuatın çok fazla bir işi kalmadı. Görüşleri aldık, değerlendirmeleri yapıyoruz. Ocağın ortası gibi yeni mevzuatımızı yürürlüğe koymayı düşünüyoruz.” diye konuştu.