Trump yönetiminin, Harvard Üniversitesinin uluslararası öğrenci kabul programını durdurma planı, burada eğitim gören Belçika’nın gelecekteki Kraliçesi Elisabeth nedeniyle ülkede geniş yankı uyandırdı.
Kral Philippe ve Kraliçe Mathilde’nin 2001 doğumlu ilk çocukları Prenses Elisabeth, Belçika monarşisi için ayrı bir özellik taşıyor.
1991’de yalnızca erkek çocuklara taht hakkı tanıyan yasanın değişmesiyle, Kral’ın ilk çocuğu olan Elisabeth, taht sıralamasında birinci sırada yer alıyor. Elisabeth’in, Belçika tarihinde kral yönetiminde değil, tek başına egemen olarak tahta çıkan ilk kadın hükümdar olması bekleniyor.
Bu nedenle Elisabeth, geleceğin kraliçelerine verilen “Brabant Düşesi” ünvanını taşıyor. Sahip olduğu bu statü nedeniyle Elisabeth’in eğitim hayatı ve kariyer adımları Belçika’da yakından takip ediliyor.
Daha önce Brüksel’deki Kraliyet Askeriye Akademisi, İngiltere’deki Oxford Üniversitesinden dereceleri olan Elisabeth, Eylül 2024’te Harvard Üniversitesinde iki yıllık Kamu Politikası yüksek lisansına başlamıştı.
Ancak Trump yönetiminin aldığı kararın etkileyeceği 7 bin yabancı öğrenciden biri de Belçika Prensesi Elisabeth.
Bu konuda sessizliğini koruyan Elisabeth, şimdiye kadar yalnızca sosyal medya hesabından Harvard Üniversitesinin karara karşı aldığı yanıtı paylaştı.
Üniversite yanıtında, ABD yönetiminin kararının, okulun “akademik bağımsızlıktan vazgeçmeyi reddetmesi” ve federal hükümetin müfredat, fakülte ile öğrenci toplulukları üzerindeki “yasa dışı kontrol iddiasına boyun eğmemesi” nedeniyle misilleme niteliği taşıdığını belirtti.
Açıklamada, Trump yönetiminin kararının “hukuksuz ve yersiz” olarak nitelendirilerek kınandığı, bu kararın Harvard’daki binlerce öğrenci ve akademisyenin geleceğini tehlikeye attığı vurgulandı.
Karara karşı yasal yollara başvurulduğu belirtilen açıklamada, “Öğrencilerimizi ve akademisyenlerimizi desteklemek için elimizden gelen her şeyi yapacağız.” ifadesine yer verildi.
Konu hem Belçika basını hem de uluslararası medyanın gündemindeyken Belçika Kraliyeti, ilk etapta sessiz kaldı.
Kraliyet İletişim Direktörü Xavier Baert, ABD yönetimi ya da Harvard Üniversitesinden doğrudan bir bildirim almadıklarını, gelişmeleri basından izlediklerini söyledi.
Baert, “Prenses’e ne gibi etkileri olabileceğini değerlendireceğiz. Bu zaman alacak. Gelişmeleri basından izliyoruz.” dedi.
Üniversitenin açtığı davanın sonucuna dair bir bilgileri de bulunmadığını belirten Baert, konunun Prenses için sonuçlarını incelediklerini, Belçika’dan ABD’ye yönelik bir tepki ya da Elisabeth’in eğitiminin başka bir mecraya kaydırılması gibi hususlar üzerinde bir karara varmanın zaman alacağını ifade etti.
Baert, Elisabeth’in ders dönemini bitirerek, bu sene için sınavlarını başarıyla verdiğini, yaz tatilini geçirmek üzere Brüksel’e geleceğini ve 21 Temmuz’da Belçika’nın bağımsızlık günü kutlamalarına katılacağını bildirdi.
Federal hükümet, aralarında Harvard’ın da olduğu birçok üniversiteyi, başta Filistin’e destek için düzenlenen kampüs protestoları ile çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık programlarını gerekçe göstererek federal fonlarını dondurmakla tehdit etmişti.
Bu süreçte, Adalet Bakanlığı, Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanlığı, Eğitim Bakanlığı ve Genel Hizmetler İdaresi (GSA) ortaklığıyla “Antisemitizmle Mücadele Görev Gücü” kurulmuştu.
Trump yönetimi, Harvard’a sağlanan 2,2 milyar dolarlık fonun ve 60 milyon dolarlık sözleşme bedelinin dondurulmasına karar vermiş, üniversite de federal hükümetin fonları dondurmasının hukuka aykırı olduğunu savunarak, bu kararı engellemek üzere dava açmıştı.
Öte yandan ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem, Harvard Üniversitesine mektup göndererek, okulun uluslararası öğrenci kabulünün durdurulduğunu açıklamıştı.
Öte yandan, Boston Bölge Yargıcı Allison Burroughs, İç Güvenlik Bakanlığının Harvard’a ilettiği bu kararı geçici olarak durdurmuştu.